İhracatta deprem! Batık firmaların bıraktığı boşluğu kim dolduracak?
İhracat konusunda Türkiye’nin önemli firmalarından bazıları tarım sektörünün içinde bulunduğu darboğazda büyük zarar gördü. Bazıları faaliyetini tamamen durdurmak zorunda kalırken, pek çoğu iş hacmini daraltma yoluna giderek önlem almaya çalıştı. Bu gelişmeler, ihracat yaptığımız ülkelerde toplam hacim olarak önemli bir boşluk oluşturdu.
Konunun ülkemiz yaş sebze meyve ihracatına etkileriyle ilgili, ihracat çevrelerinden üç isme görüşlerini sorduk…
“Asıl meselemiz kaliteli mal elde etmektir”
Eşmeler Gıda, Antalya Şube Sorumlusu Selahattin Aydın: “Bu süreç başladığında biz de
‘acaba oluşan boşluk nasıl doldurulur’ diye düşünmüştük. Kendi firmamız açısından bir farklılık olmadı; biz gene aynı tonajla çalışmaya devam ettik. Bu sene de bir değişiklik öngörmüyoruz. Ama batan firmaların yerine gene Türkiye’den firmalar görev üstlenecektir diye düşünüyoruz. Ancak şu var; bizim ihracat piyasalarında pazar kaybımızın asıl ve gerçek nedeni, güçlü ihracat firmalarımızın batması değildir, olmayacaktır da. Bunlar kısa vadede taşların gediğine oturacağı hususlardır. Asıl bizim meselemiz, kaliteli ürün tedarikinde yaşanan sorunlardır. Bizim rekabet edemediğimiz başka noktalar var. Ürdün’le Mısır’la, İspanya’yla rekabet edemiyoruz. Maliyetlerimiz çok yüksek. Gümrükleme sistemimiz farklı ve yıpratıcı; bunlar nedeniyle rekabet edebilecek noktaya bir türlü gelemiyoruz. Ürdün’den Suriye olaylarından önce hıyar gönderiyorduk; oradan giden hıyar pazara girer girmez, bizim malımız para etmiyordu. Yani bizim sıkıntımız, ihracatçı falan değil. Bizim üretici hattında sorunlarımız var. İhracat için üreticilerin disiplin altına alınması şarttır. İhracatçı bulabildiği en iyi malı alıp paketliyor. Ama iyi ürün üretilmediği zaman ihracatçının yapacağı bir şey yok. Biz sert güzel mal diyip alıyoruz, karşıya gönderdiğimizde 3 gün, 4 gün sonra malın çürüdüğünü öğreniyoruz. Neden? Çünkü çiftçi yanlış gübre uygulaması yapmış, yanlış zamanda yanlış işlemlerle üretim yapmış. Bunu kontrol edemiyoruz.”
“Batık ihracatçılarımıza, hep birlikte sahip çıkmamız lazım”
Komisyoncu ve tedarikçi, Nevzat Akcan: “Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Ticari sistemimizde ar, ahlak diye bir şey kalmadı. Çek Yasası’nın karşılıksız çeke yönelik müeyyidesinin
kalmaması, işleyişin önünü tamamen tıkadı. Çekini ödemeyen insanlar, başka bir firma kuruyor, aynen iş yapmaya devam edebiliyor. Engelleyici hiçbir şey kalmadı. Bir kere bu durumun değişmesi şarttır. Ticaret ahlakını hatırlamamız gerekiyor. Sadece bizim firmamızın 1 milyon TL kaybı var; sırf karşılıksız çek yüzünden. Vergimizi ödüyoruz, katma değer üreten bir sektörde pazarlama ayağında, ihracatta faaliyet gösteriyoruz. Döviz kazandırıyoruz ama bir yasa çıkıyor, helal kazancımız buharlaşıp gidiyor. İhracatçı nasıl büyüyecek, nasıl başarılı olacak? Bunun düzeltilmesi şarttır. Bizim üzerimizden işlenen malın % 70’i ihracata gidiyor. İç piyasada durum belli; ihracatı da kaybedersek, bu iş topyekûn biter. Bakın tarım sektörü ne turizme benzer, ne sanayiye benzer! Allah korusun, ihracat değerlerimizde büyük düşüş olursa, işimiz biter. Bir defa Rus pazarını kesinlikle kaybetmememiz lazım. Geri dönüşü de olmaz. Son iki yıldır büyük ihracatçı firmalarımız battı. Bu firmalarımızın çalıştığı pazarlarda ciddi bir pazar boşluğu oluştu. Kanaatimce bu boşluğu doldurabilecek başarılı ihracatçı firmalarımız var. Ancak gene de bu sıkıntı içindeki firmalarımıza sahip çımamız gerekiyor. Devletin sahip çıması, bizlerin de yapabildiğimiz şekilde destek çıkmamız gerekiyor. Bu sektöre döviz girdisi sağlayan firmalar bunlar. Aldıkları riskler çok büyük. İçinde düştükleri durumda da destek verip, sahip çıkmamız lazım. Şimdi önümüzde bir de savaş riski var. Allah korusun! Daha başlamamışken psikolojik olarak olumsuz bir hava oluştu. Bunun da olumsuz etkisi var. Savaş ihtimali gerçekleşirse Rusya’yla ihracat konusu, daha başka sıkıntılı bir sürece girebilir. Bu da emin olun, tarım sektörümüzün bittiğidir. Rusya büyük hacimlerde mal gönderdiğimiz çok önemli bir ülke. Avrupa ülkeleri kendi içindeki üretici ülkelere öncelik veriyor. Buradan giden mal miktarı son derece düşük maalesef. Asıl önemli olan Rusya’dır.”
“Oluşan boşluk, rakiplerimize yarayacak”
Okyanus Meyve Sebze Ltd. Şti. Genel Müdürü Ali Demir: “İç piyasada, Rusya’da, Avrupa’da durum ne olacak bilemiyoruz ve korku içindeyiz. Derin kaygılarımız var. Biliyorsunuz birçok
ihracat firması, piyasadan çekildi. Birçok büyük firmamız işlerini küçültme yoluna gitti. Tabi bunlar ne anlama gelir; ihracat mecralarımızda bir boşluk oluşacağı anlamına gelir. Ancak şahsen, piyasadan çekilen firmaların yerine veya iş hacmini küçülten firmaların bıraktığı boşluğu doldurmak üzere gene yerli başka firmalarımızın faaliyet gösterebileceğine inanmıyorum. Tahmin ediyorum, ihracatımızdaki bu düşüş, başka ülkelerin; rakiplerimizin işine yaracaktır. Bugün Ruslar, Antalya Hali’nde ‘bize mal yapar mısınız’ diye dolaşıyor. Bize de geldiler. Tabi, buradan malı göndermek kolay; gönderirsiniz ama gittiği yerde o malınız hangi şartlarda, hangi tesislerde işlenecek, nasıl depolanacak, nasıl dağıtılacak; bunlar çok önemli sorular. Tahsilât konusu da apayrı bir mesele. Rusya çok zor bir destinasyon. İş hacmini küçülttü dediğimiz firmalarımız bu konularda sistemlerini kurmuşlardı. Başarıyla da yürütüyorlardı. Bu sezon için açıkçası ciddi kaygılarımız var. İşin boyutları nereye varır bilemiyoruz. 20 yıldır bu işlerin içindeyiz, son iki yıldır yaşadığımız sıkıntıyı daha önce hiç tecrübe etmedik. Bize göre Çek Yasası’nın karşılıksız çeke hapis cezasını ortadan kaldırması, özellikle toptancı hallerindeki bütün sistemi derinden sarstı. Temel neden bize göre budur. Ancak gene de Devlet’in bu konuda bir araştırma yapmasının yararı olabilir. Olup bitenlerin nedeni nedir? En büyük ihracatçılarımızdan biri Rusya’da gözetim altında tutuluyor 12 aydır. Diğer firmalarımızı da tedirgin eden bir durum bu. Herkes korkar hale geldi. Ticari risklerin ötesinde, savaş ihtimalini daha hesap etmedik. Yani, sezona girerken sektör olarak hepimizin büyük endişeleri var.”